Siyasal Paradigmalar

Kanal İstanbul

Makaleler 10 Ağustos 2021 1

Av. İsmail Doğan Subaşı Kanal İstanbul projesi ve etkileri hakkında çok değişik alanlar odak alınarak değerlendirmelerde bulunulabilir. Gerçekten de mevcut değerlendirmelere bakıldığında, askeri güvenlik, diplomasi,... Kanal İstanbul
Gönderiyi Paylaşın

Av. İsmail Doğan Subaşı
İBB Meclisi CHP Grup Başkanvekili

 

Kanal İstanbul projesi ve etkileri hakkında çok değişik alanlar odak alınarak değerlendirmelerde bulunulabilir. Gerçekten de mevcut değerlendirmelere bakıldığında, askeri güvenlik, diplomasi, ekoloji, tarım, kentleşme, arkeoloji vb gibi farklı alanlardan yapılan eleştiri ve değerlendirmeler vardır.

Odağında farklı alanların bulunduğu bu değerlendirmelerin her biri ayrı ayrı önem taşıyor ve Kanal İstanbul’un neden yapılmaması gerektiği konusunda haklı ve güçlü gerekçeler sunuyor.

Bir itiraz başlığı da ekonomik gerekçeler olmalı. Bu yazıda bu konuda bazı dikkat çekici noktalara işaret ediliyor.

Kanal İstanbul, 27 Nisan 2011 tarihinde kamuoyuna duyurulmuştu. O tarihten bu yana, zaman zaman alevlenen ve zaman zaman sönümlenen bir tartışma olarak üzerinde konuşuluyor.

Ancak bu tartışmaların hiç birinde derli toplu olarak, Kanal İstanbul’un yapım maliyeti, bu maliyetin hangi finansal araçlarla sağlanacağı ve ne gibi bir gelir getireceği konusunda kamuyounu tatmin ecici bir açıklama yapılmadı.

Kanal İstanbul’un maliyeti konusunda farklı açıklamalar mevcut. Bunlara örnek vermek gerekirse;

1) Cumhurbaşkanı Sn. Tayyip Erdoğan,

a) 02 Mayıs 2011 tarihli konuşmasında, “Yapılacak proje çalışmaları kesin maliyeti belirleyecek ama (Kanal İstanbul’un bedeli) 12 milyar dolar civarında” olduğunu söylemiştir.

b) Bir başka konuşmasında, 18 Ocak 2020’de ise, “Kanal İstanbul’un inşa maliyeti birilerinin söylediği gibi 125 milyar lira değil, şu an itibarıyla 75 milyar lira olarak hesaplanıyor.” şeklinde ifade kullanmıştır.

c) Son olarak 26 Haziran 2021 tarihli konuşmasında, “Kanal İstanbul’un maliyeti 15 Milyar Dolar (125 milyar lira)” olduğunu söylemiştir.

d) Görüldüğü gibi, Kanal İstanbul fikrini ortaya atan ve bunun en güçlü savunucusu durumda olan Sn Cumhurbaşkanı’nın kendi demeçlerinde bile verdiği rakamlar (12 Milyar Dolar, 75 milyar TL ve 15 milyar Dolar) birbiri ile uyuşmamaktadır. Hatta Sn Cumhurbaşkanı 18 Ocak 2020’ta eleştirdiği rakamı (125 Milyar TL.) bile, 26 Haziran 2021 konuşmasında savunmaktadır.

2) Projenin yürütücüsü Ulaştırma Bakanlığı’nın (ya da Bakanların) da Kanal İstanbul’un yapım maliyetleri konusunda farklı ifadeleri olmuştur.

a) Temmuz 2018 tarihli Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Genel Müdürlüğü sunumunda, Kanal İstanbul’un toplam maliyeti 20 Milyar Dolar (15 milyar Dolar inşaat, 5 milyar dolar altyapı deplasmanları ve ulaşım sistemleri) olarak sunulmuştur.

b) 13 Ocak 2020’de Ulaştırma Bakanı Sn. Mehmet Cahit Turhan, “Projelendirme sonrası yapım maliyetini toplam 15 milyar dolar, inşaat maliyetini ise 10 milyar dolar olarak belirledik.” şeklinde bir demeç vermiştir.

c) 7 Mayıs 2021 tarihinde ise değişen yeni Ulaştırma Bakanı Sn. Adil Karaismailoğlu, “Kanal İstanbul’un maliyeti yaklaşık 15 milyar dolar. İhaleye çıkılınca bu rakamlar düşecektir.” şeklinde demeç vermiştir.

3) Kanal İstanbul hakkında TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nca hazırlanan kanalistanbul.gov.tr internet adresinde, “toplam maliyet”in 15 milyar dolar olduğu açıklanmıştır. Eğer bu açıklama resmi olarak kabul edilirse, ki açıklama İletişim Başkanlığı tarafından yapıldığına göre bunun resmi açıklama olarak kabul edilmesi gerekir, Kanal İstanbul’un “toplam maliyeti” 15 milyar Dolar’dır.

4) Ancak açıklamada, bu 15 milyar dolar için önce “kanalın inşaat maliyeti”, daha sonra ise “toplam maliyet” olarak söz edilmektedir. Bu durum, maliyetin hangi unsurlardan oluştuğunu belirsizleştirmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla kanal üzerine yapılacak köprüler ve İBB-İski deplasmanları, liman yapımı, kamulaştırmalar gibi hususlar bu maliyete dahil değildir.

Benzer bir belirsizlik, Kanal İstanbul’dan elde edilecek gelir konusunda da sürmektedir. Gerçekten de Kanal İstanbul’un nasıl bir ekonomik gelir sağlayacağı, buraya harcanan bedelin hangi yollarla, nasıl ve ne kadar sürede geri alınabileceği konusunda net bir açıklama bulunmamaktadır. Bu konuda, kamuoyunda yapılan tartışmalarda öne sürülen iddialar ve görüşler de, yetkili otoritelerce yanıtlanmamaktadır.

Sonuç olarak Kanal İstanbul’un yapım maliyeti ve gelir beklentisi konusunda belirsizlik sürmektedir.

Böylesine büyük çaplı projelerde, konunun başka boyutları dışında, ekonomik (maliyet, finans modeli, gelir beklentisi vb) boyutunun da kamuoyu denetimine açılması, kamuoyu ile tartışılması gerekir.

  • İsmail Yazgılı

    10 Ağustos 2021 #1 Author

    Yazınızda vurguladığınız gibi, salt ekonomik boyutu bile,kanalın; bütçeye ve topluma getireceği yükler açısından maliyet belirsizliği , kanalın tartışmaya çok açık olduğunu ortaya koymaktadır.Diğer çevre,ekoloji ,tarım gibi yaratacağı olumsuz faktörlerde birlikte düşünüldüğünde,ülkemize katacağı hiç bir olumlu değeri olmadıgı açıktır.

    Yanıtla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir